Saturday, November 24, 2012

Zırlama...

Bekir Coskun
 
Ben de çabuk ağlarım...
Bağırarak ağlarım, uygunsa...
Kimse tutamaz...
*
TIR şoförü, yandaki arabanın direksiyonunda bağırarak ağlayan beni görünce camı açmış sormuştu:
Genç miydi?..
Ona sadece aklıma Pakoya kırmızı çiçekli tasma alıp da parka götürdüğümüz günün geldiğini söyleyemedim...
*
Babam, demek ki çok güldüğüm bir gün, kaşlarını çatıp Erkekler gülmez demişti...
Dışarıya da Kartal Tibetin filminin afişini asmışlardı:
Erkekler Ağlamaz...
Gülmezile ağlamaz arasında...
İkisinin ortasında çok dayanamadım...
*
Türkiye Dışişleri Bakanının Gazzede salya sümük ağlamasının tartışıldığı günlerde işte bunları düşündüm...
Keşke o ağlayan adam ağlayabilen Dışişleri Bakanı olsaydı...
Ama Suriye sınırında, öldürdükleri insanları kamyonetin arkasına üst üste doldurup... Kollarından, ayaklarından sürükleyerek bir çukura atanlarla daha dün İstanbulda dayanışma toplantısı yapan adam niye ağlasın?..
Ya da bir ölüyü motosikletin arkasına bağlayıp Gazze sokaklarında sürükleyen vahşeti destekleyen adam mıydı o ağlayan?..
*
Çeşitlidir ağlamak:
- Zırıldama...
- Hıçkırık...
- Figan...
- Salya sümük...
- Hüngürtü...
- İçin için...
- Fırt...
*
Yengem bize Sinirimden çok yiyorum yine demediği zamanlar da Sinirimden gülüyorum yaniderdi...
Eee...
Belli olmuyor işte...
*
Bari siyasetin suratında gözyaşları kirlenmesin...
*
Sözüm temiz gözyaşı olanlara:
Ağlayacaksanız ağlayın bence...
Duygular alev aldığında...
İçinizde yangın başladığında...
Bir sızı damağınıza oturduğunda...
Burnunuzun direği sızladığında...
İki damla yaş göz pınarlarına dayandığında...
Gizlemeyin...
*
Ağlayın ağlanacaksa...
İnsan ağlar...

Bekir Coşkun
bcoskun@cumhuriyet.com.tr

Bekir Coşkun'a üç nokta davası

Başbakan Tayyip Erdoğan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Bekir Coşkun'a 20 Eylül tarihli 'Büyük Devlet Şeyi...' yazısında kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle 10 bin TL tazminat istemli dava açtı.

İstanbul- Coşkun'un köşe yazısında Erdoğan'ın adının geçmemesine karşın dilekçede "adam da olamamak" nitelemesiyle "isim vermeden de olsa açıkça müvekkil sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek ağır hakarette bulunmuştur" denildi.

'3 nokta kullanarak hakaret etti'

Erdoğan'ın avukatlarının mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde Coşkun'un köşe yazısına yer verilerek "... yazının başlığının sonunda (...) koymak suretiyle çeşitli anlamlar çağrıştıracak bir amaç taşıdığı açık olduğu gibi müvekkilimi kast ederek 'adamı' diyeceğim ya dilim varmıyor' demek suretiyle müvekkilimin 'adam da olmadığını (...) işaretleri ile amaçladığı varlıklar olabileceği anlamını çağrıştırabilecek bir amaca yönelik olarak yazıya kaleme aldığı açıktır" denildi.

'Eleştirebilir ama...'

Coşkun'un yazısında Erdoğan'ın "Değil büyük devlet adamı adamlığa uymayan nitelikler taşıdığını" ima ettiği savunularak "Tüm bu iddia ve açıklamalarının müvekkilimi aşağılamaya yönelik olduğu, onun sosyal duygusal ve dini değerlerine saldırı oluşturduğu açıktır. Davacının siyasi bir kişi olması elbetteki onun eleştirilmesine ve bu eleştirinin çok sert de olsa hukuka uygunluğunu haklı kılabilir. Ancak kişiye hakaret etmeyi onu 'Adam da olamamakla' nitelemeyi suç örgütlerini kucaklamayla meshep savaşlarını kışkırtmakla, kanlı iç savaşları körükleyip onlara para silah ve militan saklamakla itham etmeyi haklı kılmaz."

'Ağır hakarette bulunmuştur'

Coşkun'un yazısında Erdoğan'ın isminin hiç geçmemesine karşın dilekçede "isim vermeden de olsa açıkça müvekkilimi kastederek ağır hakarette bulunmuştur" denildi. Dilekçede şu değerlendirme yapıldı; "Davalı konumu itibariyle müvekkilime yönelik sıfatlandırma ve nitelendirme yapmadan dahi kaleme aldığı konu hakkında daha etkin bir konu yazabilir ve böylece basına hizmet etme amacını gerçekleştirebilirdi. Ne var ki davalının amacı bu değildi. amacı en ağır bir biçimde müvekkilime hakaret edip aşağılamaktı. Yoksa düşüncelerini açıklamak eleştirmek değildir"
24 Kasım 2012