
Aydın Engin
13.08.2012
Başlığa da
koydum, ünlü bir söz var: Ağaçlara bakmaktan ormanı görememek!..
Ağaçlar mı?
Oh-hooooo, orman
bu; ağaçtan çok ne var?
Jet uçağı
düştü...
Haydi ağaca
bakalım!..
Ardarda gelen
sorular üstüne kafa patlatalım, yorum döktürelim:
O jet düştü mü;
düşürüldü mü; nerede düştü; neden orada düştü; orada ne işi vardı; onu oraya
kim yolladı ?..
Şemdinli’de
çatışma var...
Haydi ağaca
bakalım!..
Ardarda gelen
sorular üstüne kafa patlatalım, yorum döktürelim:
Şemdinli’de
devlet duruma hakim mi; yoksa Şemdinli PKK’nin kontrolüne mi geçti; PKK
Şemdinli saldırısı ile neyi hedefliyor; bu hedefe ulaşabilir mi; ulaştı mı;
yoksa püskürtüldü mü; peki aslında Şemdinli’de ne oldu, ne oluyor?..
Obama, Tayyip
Erdoğan’la konuşurken elinde beyzbol sopası tutuyordu. Beyaz Saray’da hiç bir
şey ince hesap olmaksızın yapılmaz. O fotoğraf da bir mesaj içermese servise
konmazdı.
Haydi ağaca
bakalım!..
Ardarda gelen
sorular üstüne kafa patlatalım, yorum döktürelim:
Obama ne demek
istedi; döverim mi dedi; dövelim mi dedi; sopa Erdoğan’a mı gösteriliyor; yoksa
Kürtlere mi; Suriye’deki Baas diktatörlüğüne olmasın ?..
Erdoğan dün
medya patronlarına seslendi: “Bu adamlara nasıl köşe veriyorsunuz” diye sordu.
Haydi ağaca
bakalım!..
Ardarda gelen
sorular üstüne kafa patlatalım, yorum döktürelim:
Bir başbakan
kimin ne yazacağına, kimin, kime köşe yazdıracağına karışabilir mi; medya
patronları mesajı alıp sindirdi mi ve yakında gazeteci kıyımı mı başlayacak;
yoksa köşe yazarları Başbakan’a ağzının payını verecekler mi; vermeye
kalkarlarsa o yazılar basılacak mı ;
basılırsa asıl bankacılıkta, madencilikte, enerji üretiminde, enerji
dağıtımında at koşturan medya patronlarının başına ne gelecek?..
AKP, Suriye
sorununda çıkmaz sokağa daldı ve ülkeyi de ardısıra sürüklüyor...
Haydi ağaca
bakalım!..
Ardarda gelen
sorular üstüne kafa patlatalım, yorum döktürelim:
Bir komşu
ülkenin çürümüş bir dikta rejiminden kurtulmasını dilemek başka, bir egemen
ülkenin içişlerine böylesine pervasız, böylesine küstahça karışmak; hedefleri, hesapları ne olduğu bilinmez
-demokrasi ve özgürlük olmadığı bilinir- bir takım silahlı adamları besleyip,
barındırıp, silahlandırıp o ülkeye salmak başka... Peki şimdi ne yapmalı; Suriye’de rejime destek
vermeden, Suriye’yi ölümcül bir iç savaşın içine sürükleyecek bir suçtan paçayı
nasıl kurtarmalı; iyi de bunu Tayyip Erdoğan – Ahmet Davutoğılu ikilisinden
beklemek mümkün mü?...
* *
*
Orman bu. Her
yan ağaç. Say say bitmez. Hele AKP iktidarında orman ha bire büyüyor, her gün
yeni fidanlar boy atıyor...
Ağaçlara takılıp
kalalım mı? Her gün bir ağaç üstüne gazeteciler haber yapmalı; yazarlar yorum
döktürmeli; kahvehane sohbetlerinde o ağaç üstüne konuşulmalı ve...
Ve böylece sürüp
gitmeli mi?
Orman dediğin
nedir?
Tek tek
ağaçların toplamı.
Bir kaçını yukarıda
sıraladığım ve daha yüzlercesini sayıp sıralayabileceğim “ağaçlar” tek tek bir
anlam ve önem taşıyor, ama hepsinin toplamı, yani orman galiba ve artık tek bir anlam taşıyor:
Türkiye’nin AKP takımı tarafından yönetilmesi son bulmalıdır...
Demokrasiyi
sakatlamayacak, yani askerden medet umma ya da askere ihale etme gibi bir
tembelliğe, zavallılığa sapmadan ve saplanmadan bir çözüm üstüne kafa patlatmak
bir yurttaşlık ödevi...
“Ağaçlarla
oyalanmadan ormana bakmak” derken kastettiğim de zaten bundan ibaret...



