Mahmut Hamsici
BBC Türkçe,
Hatay
Son güncelleme:
14 MAYIS 2013 - TSİ 10:25
Türkiye’deki
Reyhanlı ve Suriye’deki Banyas katliamlarının arkasındaki isim olduğu iddia
edilen Mihraç Ural BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
Katliamlarla
ilgili iddiaları reddeden Ural, günümüzde THKP/C Acilciler isimli silahlı bir
örgütün de bulunmadığını söyledi.
Türkiye
Ural, Reyhanlı
saldırısının Türkiye’yi kendi ifadesiyle Orta Doğu bataklığına çekmek için
düzenlendiğini öne sürdü.
Ural, “Reyhanlı’daki
saldırıda kendisinin liderliğindeki Mukaveme Suriye (Suriye Direnişi)” adlı
örgütün yer aldığı iddialarına, “Yapılan bu eylemde insanlık yoktur. Bu, vahşet
dolu karanlık akılların işidir. Bu eylemi şiddetle kınıyorum” yanıtını verdi.
Masum insanları
katletmek gibi bir hedefinin olamayacağını savunan Ural, 30 yıldan fazladır
Türkiye’ye gitmediğini de söyledi.
Ural, yapanlar
kim olursa olsun bu eylemin İsrail ve yeni Osmancılık anlayışıyla uyuştuğunu,
saldırılarda İsrail istihbarat servisinin parmağı olduğunu öne sürdü.
Ural’a göre
Reyhanlı katliamı, “Türkiye’yi Orta Doğu bataklığına çekmek için yapılmış bir
eylem, amacı da Türkiye halkını savaşa sürüklemek ve Suriye halkına
düşmanlaştırmak.”
“Bataklık”
benzetmesini Başbakan Erdoğan da kullanmış ve saldırıyı “Türkiye’yi Suriye
bataklığına çekmek isteyenlerin işi” olarak nitelemişti.
‘Artık Acilciler
diye bir örgüt yok’
Hükümet
yetkililerin açıklamalarında doğrudan isim verilmese de, Ural’ın başında
bulunduğu Mukaveme Suriye suçlanıyor. Başbakan Erdoğan, saldırının Esad
rejimiyle bağlantısı olduğunu ve rejimin Türkiye’de uzantılarının bulunduğunu
söyledi.
Ural’ın Suriye
istihbaratıyla ve rejimle ilişkisi olduğu da yoğun şekilde dile getirilen
iddialar arasında.
Mihraç Ural
hakkındaki iddialar
Geçen Ağustos
ayında çeşitli basın organları Ural’ın Hatay üzerinde provokatif faaliyetler
içinde bulunduğunu iddia eden
haberler yayımladı.
Banyas
katliamından sonra İngiliz Times gazetesi başta olmak üzere bazı medya organları,
Ural’ın Banyas katliamının sorumlularından biri olduğunu iddia etti.
Times konuyla
ilgili haberinde, video kaydında Ural’ın şu sözleri sarf ettiğini aktarmıştı: “Banyas
teröristlerin denize tek erişim yoludur. Banyas’ı kuşatmak son derece acildir (…)
Banyas’ı kuşatmak ve sonra temizliğe başlamak… Mukaveme Suriye olarak bizler
devreye girip savaşı desteklemeliyiz.”
Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu Reyhanlı saldırısıyla ilgili bir açıklamasında “Bunlar
üzerinden yaptığımız çalışmalarda rejimle doğrudan irtibatlı eski bir Marksist
terör örgütüne ait olduğu ortaya çıktı” dedi.
İçişleri Bakanı
Muammer Güler de “Saldırganlar Suriye’deki rejim ve istihbarat yanlısı örgüte
bağlı” açıklamasını yaptı. Bu açıklamalarda Mihraç Ural liderliğindeki
örgütlenmenin işaret edildiği düşünülüyor.
Eylemin
ardından, soruşturma makamlarından elde edildiği belirtilen haberlerde, Ural’ın
geçmişte liderlerinden olduğu söylenen THKPC/Acilciler örgütü Reyhanlı
katliamının sorumlusu olarak gösterildi.
Ancak, Ural,
örgütün 1980’lerde demokratik, yasal siyasete kaydığını, artık Acilciler diye
silahlı bir örgütün bulunmadığını söyledi.
Ural, ‘Bu
örgütle yattık, bu örgütle kalktık, doğrudur. Öldüğü zamanda da içinde olmaktan
şeref duydum. Ama bugün böyle bir silahlı örgüt yoktur’ dedi.
Banyas katliamı
iddiaları
Banyas’ta çok
sayıda kişinin hayatını kaybettiği katliamdan da Ural’ın başında olduğu örgüt
sorumlu tutuluyor. Katliamdan kısa bir süre önce kaydedildiği anlaşılan bir
videoda Ural’ın “bölgenin temizlenmesi” çağrısını içeren sözleri katliam
talimatı olarak yorumlanıyor.
Ural ise, “temizlik”
derken silahlı muhalifleri kastettiğini, olay sırasında da Banyas’ta değil
Lazkiye kentinde olduğunu iddia etti.
Ural, videonun
kesilerek yayınlandığını savundu ve şöyle devam etti:
“Buna rağmen
orada diyorum ki, vatan hainlerini kuşatmak ve onları temizlemek gerekli. Benim
hedefim teröristlerdir, eli silahlı olanlardır. 2 Mayıs’ta şehit olan bir
insanın, bir arkadaşımızın taziyesine gittik. Lazkiye’nin bir mahallesindeydik.
Banyas olayları
olduğunda ben ve Mukaveme Suriye olarak Lazkiye’deydik. Orada, ‘Banyas
hainlerin denize açılan tek kapısıdır, burayı kuşatmak, hainlerden temizlemek
ve kurtarmak gerekir’ dedim. ‘Eğer
ordu bize ihtiyaç duyarsa bir hafta içinde girebiliriz’ dedim.
Ama bize bu
konuda ne teklif geldi ne de gittik. Benim işim Lazkiye’nin kuzeyinde. Banyas’a
ayak basmışlığım yok.”
Silahlı bir
örgütün yöneticisi olmakla birlikte sivillere yönelik eylemler yapmadıklarını
savunan Ural, “Mukaveme Suriye sivillere asla dokunmaz. Bir halk örgütüdür.
Elinde silahla cephede savaşanla vuruşur. Mukaveme Suriye’nin katliam yaptığı
iddiası saçma bir iddiadır. Bunun ispatı yoktur” dedi.
Esad yönetimi de
yaygın olarak sivilleri hedef aldığı suçlamalarına hedef olmuş durumda. Ural, her
türlü katliamı, kanıtlanması durumunda sorumlusu Suriye yönetimi de olsa
kınadıklarını söyledi.
“Mukaveme Suriye
ile Esad yönetimi arasındaki bağın ne olduğu”na ilişkin sorusuna, “organik bir
bağ olmadığı” yanıtını veren Ural, örgütün “Suriyeliler ve 12 Eylül’den sonra
sürgünde olan Türkiyeli devrimcilerden oluşmuş bir halk savunma örgütü”
olduğunu savundu.
Peki ordu,
silahlı isyancılarla mücadele ederken, Mukaveme Suriye’ye neden ihtiyaç var?
Ural’a göre, bunun yanıtı, dünyanın dört bir yanından Suriye’ye gelen silahlı
muhaliflere karşı ülkelerini ve yaşamlarını savunmak için.
Suriye
yönetiminden destek aldıkları iddiasını da reddediyor, kendilerine yardımın
halk tarafından sağlandığını öne sürüyor Mukaveme Suriye lideri.
Ağır silahları
olmadığını savunan Ural’a göre, ellerindeki uzun namlulu silahlar kendilerini
silahlı muhaliflere karşı korunma amaçlı.
Aleviler içinde
örgütlendikleri ve mezhepçilik yaptıkları iddialarına da karşı çıkan Ural, “Örgütün
içinde Kürtler, Sünniler, Şiiler, Aleviler, her türlü etnik yapıdan ve dini
inançtan insanlar savaşıyor” görüşünü savunuyor.
Ural, adil bir
yargılama yapılacağından emin olsa yarın Türkiye’ye dönmeye hazır olduğunu, ama
yargısız infaza hedef olduğunu da öne sürüyor.