İktidarı destekleyen cemaat ve tarikatlardan
Işıkçılar Tarikatı’nın lideri Enver Ören’in ailesine ait İhlas Finans'ın
paralarını iç ettiği mağdurların sorunu yeniden Meclis gündeminde
Tarih: 10 Mayıs 2013, 11:06
CHP, iktidarı destekleyen cemaat ve tarikatlardan Işıkçılar Tarikatı’nın lideri Enver Ören’in ailesine ait İhlas Finans Kurumu’nun paralarını iç ettiği mağdurların sorunu yeniden Meclis gündemine taşıdı. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, hükümeti dolandırılan dini bütün vatandaşlar yerine İhlas Grubu’nu korumaya almakla ve suç üstüne suç işlemekle suçladı.
Kart, İhlas Finans Kurumu’na yatırdıkları 1 milyar doları aşan paraları gruba ait diğer şirketlere aktarılarak iç edilen ve aradan 10 yılı aşkın süre geçmesine karşın paralarını hala alamayan mudilere ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi. Sorularının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yanıtlanmasını isteyen Kart, şunları söyledi:
“AKP iktidarları döneminde; ağırlıklı olarak yurtdışında yaşayan yurttaşlarımızın tasarruflarını ve emeklerini istismar ederek, bundan haksız çıkar sağlayan sermaye grupları himaye edilmiştir. Bu grupların başında 'İhlas Holding' gelmektedir.
“Merhum Enver Ören döneminde , sayıları yüzbine yaklaşan bu mağdurların alacakları halen ödenmemiş ve tasfiye edilmemiştir. Mağdurlar çaresiz durumdadır. Enver Ören’in hakkın rahmetine kavuşmuş olması, bu grubun yasal sorumluluğunu ortadan kaldıramayacağı gibi, aksine bu gelişme mirasçıların yasal, vicdani ve dini sorumluluklarını daha da artırmıştır.”
ÖREN'İ SERT ELEŞTİRDİ AMA...
Başbakan Erdoğan’ın, 2002 seçimleri öncesinde, Enver Ören’e “Sizin Ahiretiniz yok mu? Siz de Allah korkusu yok mu?” dediğini anımsatan Kart, Başbakan’ın bu sert eleştirilerine karşın 2002 seçimlerinden sonra İhlas Grubu’nu grubunu himayesine aldığını belirterek, “Başbakan’ın doğrudan müdahalesiyle, İhlas Finans Kurumu’nun borçlarının, Tasarruf Sigorta Mevduat Fonu tarafından takibi de engellenmiştir” dedi.
AKP Grup Başkanvekili ve Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin 22 Haziran 2001 tarihinde Yeni Şafak Gazetesi’ndeki makalesinde; “İhlas Finans’ın, 1 milyar dolar üzerindeki parayı, paravan şirketler aracılığıyla belirli şirketlere aktardığı ve bir kısmını yurtdışına kaçırdığını” söylediğine dikkat çeken Kart, şu suçlamaları yöneltti:
“Canikli de Başbakan gibi, bugün İhlas Finans mağdurlarının sorunlarına ve taleplerine duyarsız kalmaktadır. Bir başka ifadeyle, İhlas Finans Kurumu ve iştirakleri, Başbakan ve AKP tarafından kurumsal olarak himaye altına alınmıştır.
“Onbinlerce İhlas mağdurunun hak ve hukukuna sahip çıkmayan, onları kandıran Başbakan ve AKP Yönetimi, tam kadro olarak , Enver Ören’in cenaze namazına katılmışlar ve dini vecibelerini yerine getirmişlerdir. Başbakan ve AKP yönetiminin, dini vecibesini yerine getirmesine elbette bir diyeceğimiz olamaz. Başbakan ve AKP Yönetiminin Enver Ören ile helalleştiği anlaşılıyor. Ancak ortada olan bir diğer gerçek şudur; bu vecibe yerine getirilirken, kendi sorumlulukları altında bulunan onbinlerce İhlas mağduru Enver Ören ile helalleşmemiştir. Başbakan ve AKP Yönetimi, onbinlerce İhlas mağdurunun hak ve hukukunu görmezden gelmişlerdir.”
"HÜKÜMET SUÇ ÜSTÜNE SUÇ İŞLİYOR"
Mağdurlarının alacakları ödenmeyen İhlas Finans’ın, Hükümet tarafından özel olarak himaye edildiğini bir de AKP’den siyaseten her türlü desteği aldığını söyleyen Kart, İhlas Finans’ın iştiraklerinin halka arz çalışmalarının sürdüğüne dikkat çekerek, hükümete şöyle yüklendi:
“Hükümet, suç üstüne suç işlemektedir. AKP’nin; hak ve hukuktan yana olmadığını, garip-gurebanın hukukunu korumak yerine, kendisine devlet nüfuzu yoluyla haksız çıkar sağladığını ve buradan beslendiğini gösteren acı bir tabloyla karşı karşıyayız. Din istismarı üzerinden ticaret yapanları himaye eden Hükümet, onbinlerce İhlas mağdurunun hak ve hukukuna ise sahip çıkmamıştır.”
Kart, Erdoğan’dan şu sorulara yanıt vermesini istedi:
1) İhlas Finans Kurumunun 80 bine yaklaşan mağdurlarının hak ve alacaklarının son durumu nedir? Bu mağdurların hak ve alacaklarının tahsil edilmediği bilindiği halde; bu grup bünyesindeki şirket-şirketlerin halka arzına neden izin verilmektedir?
2) İhlas Grubu bünyesindeki şirketlerin “halka arz” durumu hangi aşamadadır?
3) Onbinlerce hak sahibinin mağduriyeti giderilmeden, Kurum bünyesindeki şirketlerin halka arzına izin verilmesi, Siyasi İktidar ile bu grup arasında haksız çıkar ilişkilerinin bulunduğu anlamına gelmez mi?