Hakikat, hakiki
olanın varoluşudur. M. Heidegger
Sanat, yeni bir
doğa, yeni bir nesne ve yeni bir insan yaratma gayretinin diğer adıdır. Bu
tanımlama sanatın işlevsel yönünü ifade ederken aslında onun bir diğer
kaygısını da ön plana çıkarır: Monotonluğu yıkmak… Sanat, farklı renkler,
farklı nesneler tasarlarken sıradanlığı yok etmeyi amaçlar. Bunu bir amaç
olarak değilde, “kendiliğinden gelişen esin yolculuğunun bir ürünü” olarak
görmek daha doğrudur. Bu vak’a aynı zamanda hem varoluşsal hem de psikolojik
birtakım sac ayakları üzerine oturur. Çünkü merkezinde birey vardır. Etten,
kandan oluşmuş birey…
Sanat, hayatın ve
insanın sürekli olarak yeniden yaratıldığı bir kaos alanıdır. Tanımı ve
taşıdığı kaygılar nedeniyle asla dizginlenemez. Doğası gereği özgür bir insanın
uğraş alanıdır. Bu kaosun yaratıcısı insandır, sonucu ise doğa ve nesneleri
ilgilendirir.
*Eser varlığı
demek bir dünya kurmak demektir. M. Heidegger
Peki sanat
eserleri nasıl ortaya çıkar? Bu sorunun cevabı bir o kadar basit ve zordur
aslında. Şaheserler normal insan tipinde vücut bulmaz. Çünkü alçak bir hayat
tipi sıradan bir zihin ve sezgi yaratır işte bu yüzden eser yaratıcısı normal
değildir. Gündelik hayatın ihtiyaçlarından sıyrılmış bir yaşam biçimi sanat
eseri için şarttır. Bu açıdan şahesere gebe olan yaratıcı sadece tek şeyi düşünür:
Farklılık yaratıp yeni bir nesneler evreni yaratmak. İşte sorunun cevabı burada
gizlidir. Eser, sıradan bir esin ortamında doğmaz, o sadece var olmayı
yaratıcısına emreder ve o an olur. Kısaca sanatçı diğer insanlardan farklı
heyecanlara ve ihtirasa sahip olan bireyin evrimleşmiş halidir.
Erken sonuç: Bir
şeyin kökeni onun varlığıdır, sanatçının ve eserin kökeni ise sanattır. Sanat
icrası, tanrı olmayı sürekli arzulamaktır.
Sanat, nesnelere
farklı anlamlar yükleyip, onları seyirciye yabancı hale getirmektir, peki
nesnenin var oluşunu değiştirmek ne derecede mümkündür? Bu sorunun cevabı nesne
ve özne arasındaki ilişkide gizlidir. Nesnenin biçimlenmiş malzeme olduğu
gerçeğinden yola çıkarak bu soruyu şöyle cevaplayabiliriz: *Var olan
aydınlanmış olanda gizli kalabilir.
Sanatçı, nesneyi
bize bozulmuş, oynanmış haliyle verir, halbuki bizim onun özüne ulaşmamız için,
nesneyi özgür bırakmamız gerekir. Eser, her zaman dünya ile yeryüzü arasındaki
kavgayı betimler. Bu mücadeleden hakkıyla çıkan nadirdir.
*Sanat Eserinin
Kökeni; Martin HEIDEGGER
